Y.Akın Öngör - Benden Sonra Devam
Bu çalışmada, Garanti
Bankası’nın, Türkiye’nin sıradan, orta seviyeli bir bankası durumdayken, Genel
Müdür olarak başına geçen ve daha sonra bu bankayı Türkiye’nin en cazip ve
dünyanın en iyi bankası konumuna getiren Akın Öngör’ün, bu başarısını anlattığı
“Benden Sonra Devam” kitabından alıntılanan, başarılı bir yönetim ve iletişim
nasıl gerçekleştirilebilir sorusuna verilebilecek cevapları bulabileceksiniz.
İşte Akın Öngör’den geleceğin liderlerine kapsül gibi kesin çözümler…
***
Akın Öngör’ ün
basketbol tecrübesi, Garanti Bankası’nın başarı hikayesine dönüşmüştür. “Baskı
altında sakin kalabilmek” işte asıl mesele budur.
Lider baskı
altında sakin kalmalı ve diğerlerine ümit verebilmeli, onları teşvik etmelidir.
Kayıplar üzerinde duracağına, bu ortamdan nasıl kazançlı çıkabilinir sorusu
üzerinde düşünmeli ve bunu araştırmalıdır.
Basketbol’da
bazen bir maçta 20 sayı geride olabilirsiniz ama kazanmaktan hiçbir zaman vazgeçmezsiniz.
Bazen kazanmak imkansızda olsa pes etmezsiniz.
Başarılı
bir liderin daima hayalleri olmalıdır. Eğer hayallerinizi yitirmişseniz
başarılı bir liderlik, hatta bir hayat sürdürmeniz mümkün değildir. Kendinden
emin bir liderin “Başı gökte ama ayağı da yerde. Hem hayalleri çok büyük, hem
de gerçekçi” dir.
Akın Öngör ü
okurken dikkat ettiğim diğer önemli bir noktada, çok samimi bir örgüt ruhunun
yakalanmasıdır. Bu büyük başarının arkasında, çalışanların tamamı ile paylaşılmış
bir vizyon oluşturma çabasının olduğunu düşünüyorum.
Eğer
sizde örgütünüzde değişimi gerçekleştirmek istiyorsanız, kararlar asla tepeden
inme, genel müdürün tek başına aldığı kararlar olmamalıdır. Bir ekibin günlerce
kafa yorup aldığı kararlar olmalıdır.
Ve
kesinlikle unutulmamalıdır ki, memnun müşteri her zaman başka müşterileri de
beraberinde getirir. Tatmin olmayan müşterinin de örgütün var olan müşterilerini
kaybettireceğinin bilincinde olmalıyız.
Verimlilik, Etkinlik, Çeviklik
Çeviklik,
örgüt yapısının yeni koşullara uyma kabiliyetini ifade eder. Bir örgüt ne kadar
çevik ise yeni konulara o kadar hızlı uyum sağlar. Yeni koşulların getirdiği
tehditlere karşı çok çabuk önlem alabilir. Böylelikle yeni koşulların
fırsatlarından çok çabuk, daha önemlisi rakiplerden önce yararlanabilir. Peki
nasıl çevik olunur? Her şeyden önce örgütsel verimlilik ve etkinlik sağlanmalı
ve sürekli kılınmalıdır. Diğer taraftan, karar süreçleri çok hızlı
çalışmalıdır. Örgüt içi iletişim kanalları hiçbir tıkanıklığa, yanlış
anlaşılmaya veya gecikmeye fırsat vermeyecek şekilde açık olmalıdır. Hızlı
karar almayı ve açık iletişimi engelleyen katı bir hiyerarşik yapı olmamalıdır.
Tüm çalışanlar ortak ideal, strateji ve hedefleri benimsemiş ve özümsemiş
olarak, ekip ruhu taşımalıdır.
Gerektiğinde
örgütsel çeviklik ve verimlilik
hedefi doğrultusunda “küçülerek büyüme” sağlanabilir. Bu dönemler
sorunlu olabilir ama iyi bir yönetimle bu sorunlar aşılabilir. Mesela pek çok
değişim projesi, peş peşe gerçekleştirilebilir. Akın Öngör, Garantide ki
değişim sürecinde bu stratejiyi uygulamıştır. Bu değişim projelerinden bazıları
şöyle: Sistem Geliştirme Projesi, İş Süreçlerinin Yeniden Düzenlenmesi(Business
Process Reseding- BPR). Ayrıca, “Nokta
Projesi” ile dağıtım kanalları çeşitlendirilmiştir. Öte yandan verimliliğin ve
etkinliğin ölçümlenebilmesi için,
izleme- ölçme- değerlendirme araç ve sistemleri geliştirilmiştir.
İnsana
hak ettiği değeri vererek, insan kaynakları yönetimini merkezine alan ve bu
merkez etrafında yolunu çizen ilk örgütlerden biriside Garantidir. Özellikle
grup kuruluşlarının yöneticilerinin tayini, eğitilmesi, performanslarının
izlenip raporlanması ve yeni adayların alınmasını sağlayacak bir tür “yönetici
havuzu” oluşturulmuştur.
Nasıl Vizyon Sahibi Olunur
Nasıl vizyoner olunuyor? Vizyon
nasıl oluşturuluyor? Neden bazıları bunu yapamıyor?
Çünkü;
sıradan yaşayıp, sadece vaziyeti kurtarma niyeti taşıyan insanın odağında
“vizyon oluşturmak” olamaz. Ancak, liderlik yapıp iz bırakmak, başarının
doruğuna ulaşmak, değişim ve gelişimin bayraktarı olmak isteyen insanın
odağında “vizyon oluşturmak” bulunabilir. Yani bu biraz da hayata bakış
açısıyla ilgilidir.
Diğer
beyinlerden akıl alabilecek kadar kompleksiz, sentez yapabilecek kadar
yetenekli, öğrenmeye açık, kendi görüşüyle ters düşen fikirleri de dikkate
alabilen, sonunda kendi aklı ve öngörüleri ile süzebilen insanlar vizyon
oluşturabilir. Dünyayı inceleyip izlemek, büyük trend ve gelişmeleri öngörüp
muhtemel etkilerini tahmin etmek, ortamın getireceği en etkin, en uygun
konumlama için önlemler almak, eksik yönlerini önceden görüp değiştirmek,
kuvvetli yönler üzerinde yoğunlaşmak vizyon oluşturmada yararlıdır. Bu arada,
öngörüde bulunmak “kehanette bulunmak”
değildir. Öngörü, bir takım faktörlerin birbirleriyle mantıksal ilişkisinin
sentezini yaparak, sizi bekleyen ortamları kestirebilmek, buna göre senaryolar
kurabilmek ve buna uyumlu adımları erkenden, henüz başkaları düşünmezken,
cesaretle atıp, hazırlıkları tamamlamaktır.
Öte
yandan, dünya sürekli değişirken siz kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz,
diğer kurumlara kıyasla bir liderlik ve gelişme göstermeyi nasıl planlıyorsunuz,
sadece vaziyeti idare ederek değil, liderlik yapıp, iz bırakarak başarının
doruğuna nasıl çıkacaksınız, örnekler oluşturacaksınız. İşte Akın Öngör’ ün
yönetim felsefesine göre “vizyon” için tüm bu soruların yanıtlarına sahip olmak
gerekiyor.
Güven Meselesi
Bana göre, Akın
Öngör yönetimindeki büyük başarının arkasında yatan en büyük unsurlardan
birisi, ekibi güvendiği insanlardan kurmuş olmasıdır. Buna bağlı olarak,
faydasını görmeyeceği kişilerden uzak kalmayı tercih etmiştir. Özel hayatında
dost olduğu en yakın arkadaşını dahi gerektiğinde kızağa alabilmiştir. İşte bu
Akın Öngör’ e göre, yöneticiliğin güç ama başarı için elzem olan bir kriteridir.
Akın Öngör’ ün başarısının bir sırrı da budur. O arkadaşım, bu dostum diye
görev vermeye kalkarsanız, sonunda ceremesini siz çekersiniz.
Ekip Çalışması ve Açık İletişim
Etkin bir ekip
çalışmasının birinci koşulu “açık iletişim”dir. Bunun için gerek çalışanlar
gerekse müşteriler ile iletişimin önündeki eski ve egemen şirket kültüründen
gelen her türlü engel kaldırılmalıdır.
Hiyerarşik
yapıda her türlü talimat, bir emir komuta zinciri içinde, genel müdürden genel
müdür yardımcısına, ondan birim veya bölge müdürüne, oradan şube müdürüne, oradan
da müdür yardımcısına ya da çalışanlara doğru gider; değişik konulardaki bütün
onaylar ve bilgiler en tepede, genel müdür de toplanır. Dolayısıyla genel müdür
konunun tek hakimi olarak kurumun yönetiminde en büyük sözü söyleyen, en etkin,
vazgeçilmez kişi konumundadır. Böyle bir yapıda bir çok genel müdür kendi
pozisyonunu çok uzun süreler koruyabilir. Güçten ve parasal olanaklardan sonuna
kadar yaralanmaya çalışır.
Oysa
olması gereken, en alttan üst kademeye kadar tüm çalışanların, kendi
önerilerini, kendi çözümlerini, kendi inisiyatifleri içinde kullanmaları, kendi
yetkilerini aşan durumlarda da önerilerini, gerekçeleriyle beraber ifade ederek
onaylatmalarıdır.
Mesela,
bu işe üst yönetimi uzun, dikdörtgen masada toplamak yerine, “yuvarlak” bir
masa etrafında toplamak ile başlanılabilir. Böylelikle hiyerarşik değil,
demokratik bir ortam yaratılır. Çünkü bu masanın ne başı vardır ne de sonu.
Bunun sonucunda, başka departmanlarla ilgili bilgileri öğrenmeyi, karar alma
mekanizmasına katılmayı da öğrenirsiniz.
Diğer
bir yapılması gereken ve Akın Öngör’ ün değişim sürecinde değer verdiği en
önemli noktalardan biriside gençlerin konuşmasına şans verilmesidir. Çünkü
onlar hem ülkenin hem de kurumun geleceğidirler. Onların körelmemiş hayal
güçleri, taze fikirleri ve beyinleri ile “işletme körlüğü” yaşamayacaklarına
inanılmalıdır. Bunun için “öneri toplantıları” uygulaması başlatılabilir.
Böylelikle kurumun vizyonu, misyonu, hedeflerini çalışanlara birinci ağızdan
aktarmış ve onların özgüvenini ve istek enerjilerini harekete geçirmiş
oluyorsunuz.
Motivasyon
“Sen insanlarda istek enerjisini devreye sok, onlar yaratsın…”
İnsanların
içinde var olan “istek enerjisi” nin ortaya çıkartılıp, belirli yönde seferber
edilebilmesi motivasyon ile mümkün oluyor.
Motive olmuş bir insanda, beyin çok daha etkin ve verimli çalışıyor. Ve
gerekli koşullar sağlandığında yaratıcı oluyor. Garantide yapılan her başarılı önerinin
ödüllendirilmesi buna örnektir. Böylelikle hem öneriyi yapanlar daha da motive
olmuş oluyor, hem de diğer çalışanlar teşvik ediliyor. Yapılana araştırmalar,
en yenilikçi ürünlerin, en etkin ve yaratıcı yaklaşımların, kurumların
araştırma-geliştirme birimlerindeki çalışmalardan çok, çalışanların motive olması
ve uygun ortamın sağlanması sonucu elde edildiğini gösteriyor. Yani motivasyon,
yaratıcılık yönetiminde en önemli unsurdur ve Akın Öngör bunu çok etkin ve
başarılı bir şekilde değişim sürecinde bolca kullanmış ve sonucunu da dünyanın
en iyi bankası ödülünü alarak görmüştür.
Kriz Yönetimi
Akın
Öngör, “kriz yönetimi” nasıl yapılır sorusuna, Ankara Kolejliler Basketbol
Takımı’nda oynarken, koçları Hank Vaughn’ den öğrendiği bir şey ile cevap
veriyor: “Bize öğrettiği ilk şey, sadece basketbol ile sınırlı değildi.
Kendiside bize “Şimdi size bir şey öğretmeye çalışacağım. Bu size basketbol
yaşantınızda, politika, iş, aile yaşamlarınızda… Bütün yaşamlarınızda faydalı
olacak” demişti ve bizi de bir merak almıştı… “Ben size baskı altında kalmayı
(relax under pressure) öğreteceğim. Basketbolda, iş hayatınızda bütün özel
yaşamınızda bir çok gerilim ve baskıyla karşılaşacaksınız, krizlerle
karşılaşacaksınız. Buna en etkin çözüm, böyle bir ortamda sakin kalabilmektir.
Paniklemeden, telaşa kapılmadan ama süratli ve bilinçli hareket ederek, bu
baskı yaratan ortamı etkin biçimde göğüsleyebilirsiniz, ve hatta lehinize
çevirebilirsiniz” demişti. İşte iş yaşamında karşılaştığım sayısız krizi
yönetmenin en önemli unsurlarından birisinin bu olduğuna inanıyorum.”
Kapanış
Bu
çalışmamda, Y.Akın Öngör’ün yazmış olduğu “Benden Sonra Devam” kitabından
alıntılara yer vererek ve bu alıntıların bazı kısımlarını yorumlayarak,
geleceğin genç liderlerine, sürdürülebilir başarı için, küçük bir öneri kitapçığı
oluşturmaya çalıştım. Kendim, bu çalışmadan çok faydalı öneriler aldım ve bu
önerileri sadece gelecek iş hayatımda değil, hayatımın her alanında uygulamaya
gayret göstereceğim.
Aydınlanmayı dileyenlere…
Ramazan Durmuş 29 Mayıs 2011 Pazar